
Sanat Değerlendirmesi
Bu etkileyici manzarada, yumuşak mavi ve lavanta tonları, sahneyi nazik bir sis kucaklamasında saran neredeyse rüya gibi bir atmosfer yaratır. Hassas fırça darbeleri mükemmel bir şekilde bir araya gelerek, sisin arasından cıvıl cıvıl görünen evlerin kenarlarını bulanıklaştırır; bu evler eteğe dönüşmüştür, gerçeklik ile hayal arasına sıkışmış bir dünyayı fısıldarcasına görünmektedir. Monet'in fırçası tuvalin üstünde hafifçe dans ederken, yalnızca manzarayı değil, anın özünü de yakalar; burada gökyüzü ve yer birbirine kavuşurken, tanımını yitirir ama derinlik kazanır. Yumuşak renk paleti, huzur duygusunu artırarak, izleyiciyi o sessiz, sisle kaplı sabaha taşır; burada zaman duruyor gibidir ve doğa derin bir huzur içinde nefes alıyormuş gibidir.
Kompozisyon özenle düzenlenmiştir; evler, yumuşak ve davetkar kıvrımlarda yükselen doğal alanın arasında yer almaktadır. Burada bir deneyimsel kalite var, sanki tabloya girmek bir kişiyi tamamen bir rüyaya daldıracak gibi. Işık ve gölge arasındaki etkileşim—uyandırıcı ve geçici—zamanın sürekli değişen doğasını önermektedir. Bu eser, birçok Empresyonist eser gibi, izleyiciyi yalnızca tuvalde var olan şeylere değil, aynı zamanda onun ötesine, hayal gücünü ve duyguyu uyandırmaya davet eder. Monet, geçici anları yakalamak için yaptığı arayışta, sıradanı olağandışı bir hale getirir; geçicilikte bulunan güzelliği hatırlatır. Onun sanatsal dehası, sadeliği üzerinden böyle derin bir duygu uyandırabildiği gerçeğinde bir belgeler; her fırça darbesi, duyulmayı bekleyen bir hikaye fısıldar ve her bakış, yeni bir ifşa umudunu taşır.