
Sanat Değerlendirmesi
Bu büyüleyici eserde, neredeyse öğle güneşinin sıcaklığını sahneye altın tonlarıyla döküldüğünü hissedebiliyor insan. Canlı ayçiçekleri gökyüzüne doğru uzanırken, parlak sarı yaprakları yumuşak mavi arka planla tezat oluşturuyor. Neredeyse görünmeyen yol, nazikçe bizi ufka doğru yönlendiriyor ve Montmartre'da huzurlu bir yürüyüş için davet ediyor. Ayçiçekleri, patikayı koruyor gibi, dik ve gururlu duruyor; yüzleri ışığa dönük, doğa ile bu rahat köşeyi saran sıcaklık arasında bir bağlantı kuruyor.
Bileşim hareketle dolu; izleyicinin gözlerini, çitin boyunca ince bir şekilde geçirirken, ayçiçeklerinin gövdeleri tarafından örtünen iki kişinin figürlerine yönlendiriyor. Van Gogh'un dönen fırça darbeleri canlılık ve huzursuzluk hissini iletiyor, hayatın hemen gözden uzakta hızla aktığı izlenimini veriyor. Tabloyun duygusal etkisi derin; kaygısız yaz günlerini özlemle anımsatıyor ve doğanın güzelliğine bir takdir duygusu uyandırıyor. Van Gogh'un renk ve ışıkla olan yakınlığı artarken, bu eser yalnızca sanatçının gelişen tekniğinin bir yansıması değil, çevresindeki manzaralarla derin bir bağlantısını gösteren bir kanıt niteliğindedir.