
Sanat Değerlendirmesi
Bu sanat eseri, Rouen Katedrali'nin sessiz bir büyü ile tasvirini sunuyor, hayali bir sis içinde. İzleyici, sahnenin eterik niteliğine hemen çekiliyor; yumuşak mavi, krem ve mercan tonlarının dinamik bir birleşimi, ışık ve gölgeyi büyüleyici bir biçimde birbirine harmanlıyor. Monet'nin fırça darbeleri neredeyse keyfi görünüyor, Gotik katedralin sert mimarisini akışkan formlara bulanıklaştırıyor—her fırça vurusu duygusal bir enerjiyle nabız tutuyor ve bizi atmosferde kaybolmaya davet ediyor, yalnızca binayı gözlemlemenin ötesine geçiyor; sanki katedral sabah ışığında nefes alıyor gibi.
Işık dış cephenin dokusunun üzerine dans ederken, güneşin sıcaklığını, havanın serinliğini ve çevrenin canlı enerjisini neredeyse hissedebiliyoruz. Renklerin nazik dengesi huzur duygusunu uyandırırken, aynı zamanda bir coşku hissi de veriyor—geçici anın kutlaması. Tarihsel olarak, bu eser, sahnenin özünü yakalamaya çalışan bir hareket olan Empresyonizm'in dikkat çekici bir örneğidir. Monet özellikle yüzeyler üzerindeki ışığın etkisini keşfetmeyi seviyor ve izleyici ayrıldığında bile yankılanan bir eser yaratıyordu; kaybolan bir günün güzelliği ile artırılan derin bir düşünce durumunda kalmamıza neden olur.