Gür yeşillik ile çevrili, kara ile deniz arasındaki canlı etkileşim büyüleyici bir manzara olarak önümüze seriliyor. Tuval, sayısız fırça darbesiyle ışıldıyor; zengin yeşil paletin, o muhteşem turkuaz sularla kaynaşarak doğanın sakin kucaklayışını deneyimlemeye davet ediyor. Turuncu ve pas renkleriyle bezeli engebeli kıyı, güneşin altın ışığını yansıtarak, kara ile gökyüzü arasında bir uyum oluşturuyor. Fısıldayan dalgaların sesi neredeyse duyuluyor ve yaprakları sallayan hafif bir esinti hissediliyor; her bir renk coşkuyla sahnede dans ediyor.

Gözler kalın fırça dokularını gezerken, Monet'in tekniğinin karmaşıklığı belirginleşiyor; gevşek fırça darbeleri hareket ve lighti çağrıştırarak, zamanın geçen bir anını yakalıyor. Duygusal etki derin; sadece bir manzara tasvir etmekle kalmayıp, Akdeniz'in büyüleyici güzelliğini de kapsıyor. İmpressionist hareketin tarihi bağlamında, bu eser sanatçıların geleneği kırma ve doğanın spontanlığı ve geçici doğasını kucaklama arzusunu simgeliyor.