Ay ışığı altında büyülü bir şekilde aydınlanan bu sahne, izleyiciyi Datchet Lane’den Windsor Kalesi'nin kutlama dolu bir gecesine götürür. Kalenin heybetli duvarları derin mavi gökyüzü altında görkemle parlıyor, kutlama ateşinden çıkan parlak turuncu ve kırmızı renk patlamaları ise soğuk gece tonlarıyla keskin bir zıtlık oluşturuyor. Sanatçının ışık-gölge kullanımı eserin dramatik etkisini artırır ve sakin ön plan ile arka plandaki coşkulu patlamalar arasındaki dengeyi ustaca sağlar. Gölgeler içinde kalan küçük süvarilerin varlığı insan unsurunu ekleyerek görkemli mimari tabloyu bireysel yaşam deneyimiyle birleştirir. Fırça darbeleri kararlı ama narin; taşın sağlamlığını ve ışıkla dumanın geçiciliğini yansıtıyor.

18. yüzyılın sonlarında yapılan bu eser, geleneklere duyulan saygı ve sevinci somut biçimde yansıtır. İngiliz monarşisinin ihtişamı ile kamu kutlamalarının topluluk ruhunu harmanlayan bu geceyi anmak için yapılmıştır. Zengin renk paleti — gece mavileri, parlak sarılar ve ateşli vurgu renkleriyle — izleyiciyi havai fişeklerin çıtırtısını ve kalabalığın homurtusunu hayal etmeye davet eder. Basit bir manzaranın ötesinde, tarih ve atmosferin sanatsal birleşimi olarak kolektif sevinç anını Windsor Kalesi'nin taş gözleri altında yakalar.