
Sanat Değerlendirmesi
Yumuşak, altın tonlarda bir sabah ışığında yıkanmış bu sahne, Boğaziçi'nin sakin ve mahrem bir anını yakalıyor. Gökyüzü, suyun serin mavilerine tükenen sıcak tonlarla boyanmış; huzurlu, neredeyse düşsel bir atmosfer yaratıyor. Kıyı boyunca birkaç tekne sessizce dinleniyor, karanlık siluetleri parlak zemine hafifçe zıtlık oluşturuyor. Kumsalda dağılmış figürler—bazıları sığ sularda yürürken, diğerleri tekneleriyle ilgileniyor—sahneye sakin ama ölçülü bir insan varlığı katıyor.
Uzakta, caminin zarif kubbeleri ve yükselen minareleri sisli sabah havasında zarifçe yükseliyor, ince hatları sabah sisinde yumuşuyor. Bu, kıyıdaki dünyevi faaliyetler ile manevi ihtişam arasında hassas bir denge yaratıyor. Sanatçının ustaca fırça darbeleri ve renklerin zarif katmanları, hem sabah güneşinin somut sıcaklığını hem de bu tarihi yerin mistisizmini çağrıştırıyor. Huzur dolu bir durgunluğun hissedildiği ve altında hayatın nazik bir uğultusunun olduğu bu tablo, doğa, kültür ve tarihin kesişimine dair derin düşüncelere davet ediyor.