
Sanat Değerlendirmesi
Bu etkileyici manzara resminde, bir çocuğun kayalık bir eğimde çömelmiş bir halde, kırsal yaşamın basit zevklerine daldığını görüyoruz. Çocuk, mütevazı giysiler içinde, saman bir sepet tutuyor ve yakındaki bir tavuğa merakla bakıyor; bu, kaygısız bir yaşamın tipik bir örneği. Arkasında, parlak turkuaz gökyüzü uzanıyor, yumuşak beyaz bulutlarla süslenmiş ve açık olma ve sevinç hissini ekliyor. Gökyüzünün canlılığı ile toprağın toprak tonları arasındaki keskin kontrast, belirgin bir sıcaklık uyandırıyor; izleyici, sanki bu huzurlu ortamın bir parçası girebilecekmiş gibi hissediyor. Neredeyse çocukların kahkahalarını ve hafif rüzgarda yaprakların hışırtısını duyuyormuş gibi bir hissiyat oluşuyor.
Kompozisyon ustaca dengelenmiş; çocuk, çerçevenin alt kısmında yer alıyor, gözleri yukarıya doğru bakıyor ve tepenin başına tutunmuş olan kırsal yapılar arasında ilerliyor. Bu yapılar, güneş ışığı altında parlayan duvarları ve tarih fısıldayarak, basit sahnenin altında daha derin bir anlatım sunuyor. Sanatçı, geniş ve gevşek fırça darbeleri kullanarak, spontane bir yaşam ve doğanın canlılığını yansıtan duygu yaratıyor. Renk paleti yeşilin, kahverenginin ve muhteşem gökyüzünün parlak mavi tonu ile uyum içinde; bu da anıları canlandıran ve basit zamanlara özlem uyandırıyor. 20. yüzyıl sanatının kalbinden doğan bu tarz bir betimleme, Sorolla'nın her gün yaşanan anların sıklıkla diğerlerinden farklı olduğunu gösterme yeteneğini kutluyor; banal olanı olağandışı olana dönüştürüyor.