Bu büyüleyici sahnede, iki genç kızın samimi dünyasına çekiliyoruz; zengin bir halının üzerinde sımsıkı oturuyorlar. Giydikleri kıyafet—nazik dantel detayları olan derin bordo rengi bir elbise—yumuşak yeşil halının üzerinde güzel bir kontrast yaratarak renklerin uyumlu bir dengesini oluşturuyor. Arkalarındaki süslü duvar kağıdı, sıcak tonlardaki karmaşık desenleriyle, ev sıcaklığını ve nostaljiyi artırıyor. Kızların yüz ifadeleri düşünceli, neredeyse melankolik; bakışları hem içe hem dışa odaklanmış gibi görünüyor, izleyiciyi bu merak dolu anlarında onlara katılmaya davet ediyor.

Önlerinde dikkat çekici bir yuvarlak akvaryum yer alıyor ve hem onların hem de bizim dikkatimizi çekiyor. İçinde bulunan altın balığın canlı turuncu rengi parlayarak, kızların temsil ettiği masumiyet ve hayal gücüyle paralel bir ilişki kuruyor. Bu duraklık ve canlılığın karşıtlığı çocukluğun ve hayal gücünün geçici doğasını anlatıyor. Işığın yüzlerini nazikçe okşayışı, eserin duygusal derinliğini artıran bir ruhsal nitelik kazandırıyor. Bir kızın elinde tuttuğu çiçekler, doğaya bir dokunuş ekleyerek, yaşam, büyüme ve gençliğin geçici güzelliğini ima ediyor—sanatçının bu muhteşem boş zaman ve dostluk tasvirinde derinlemesine yakaladığı bir öz.