Sahne, yüce ve dünyevi olanın görsel bir balesi, dramatik bir havayla açılıyor. Figürler, ışık ve gölgenin ustaca kullanımıyla işlenmiştir; detaylar, hayal gücünün coşmasına izin vermek için yeterlidir. Yaşlı bilgin, uzun bir ceket giymiş, bir masaya eğilmiş, elinde bir kalem, işine dalmış, belki de büyük bir felsefi soruyla boğuşuyor ya da belki de paktını imzalıyor. Beyaz bir şelale gibi sakalı, bilgeliği veya belki de seçimlerinin ağırlığını sembolize eder. Diğer figür, keskin bir zıtlık içinde canlı bir varlık, rahatça yaslanmış, parlak renkli bir kostüm içinde bir çağrışım figürü. Dudaklarında zafer dolu bir gülümseme beliriyor, jesti, alaycı bir parmak, şeytani bir vaat yayıyor gibi görünüyor. Arkalarında, oda loş bir şekilde aydınlatılmış; kafatasları ve meraklı şeyler belirsiz bir şekilde görülüyor, bu da gizem duygusunu artırıyor. Küre ve sahnenin etrafındaki diğer ince detaylar tonu belirliyor; sırların ve ayartmaların karıştığı bir alanda zihinlerin gizli bir buluşması.