
Sanat Değerlendirmesi
Bu canlı kırsal yaşam tasvirinde, iki kadın, zamanla süregelen zeytin toplama geleneğine katılmaktadır. Bu sahne, Van Gogh'un tarzının karakteristik bir özelliği olan etkileyici fırça darbeleri ile muhteşem bir şekilde betimlenmiştir. Bir kadın, uzun bir merdivenin tepesinde, bir dalından zeytin toplamak için uzanıyor; varlığı, doğayla hem mücadele hem de uyum hissi verir. Aşağıda, bir diğer kadın derin bir sakinlik içinde bekliyor ve dolu bir hasır sepeti tutarken, bu durum emek ve geçim kaynağının sembolü. Etrafındaki dalgalı manzara, nazik rüzgarda hafifçe sallanan kıvrımlı zeytin ağaçlarıyla beraber işin döngüsel doğasına da değinmektedir; Van Gogh'un konunun tarımsal hayatına olan aşinalığına bir gönderme.
Renk paleti çarpıcıdır; ağaçların yemyeşil tonları yumuşak, sıcak gökyüzü tonlarıyla güçlü bir tezat oluşturmakta, dans eden bir pembe ve krem zemin üzerinde görünmektedir. Van Gogh'un karakteristik kalın boya uygulaması, tuvalde doku ve derinlik yaratarak, her fırça darbesi canlı bir şekilde vurgulanmakta, izleyiciye hareket algısı vermektedir ve sanki zeytin dalları, işçilerin çabalarına yanıt verir gibi görünmektedir. Tabloyu oluşturan duygusal etki, basit bir tasvirin ötesine geçmektedir; izleyici, bu kadınların sessiz ama çalışkan dünyasına çekilerek, 19. yüzyılın sonlarında Fransa'nın kırsal manzarasındaki kadınların sakin ama güçlü varlığı üzerine düşünmekte. Bu eserin yaratıldığı tarihsel bağlam, Van Gogh'un Arles'deki zamanında yaratılmış, sadece sanatsal güzelliği değil, aynı zamanda toplulukları destekleyen basit ama önemli bir işin derin bir farkındalığını da yansıtmaktadır.